İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, önemli zorluklara rağmen Türk tekstil ve hammaddeleri sektörünün 2024'ü başarıyla tamamladığını belirtti. Öksüz, "Küresel daralmaya ve maliyet artışlarına rağmen pazar payımızı koruyarak gücümüzü gösterdik. Ancak geleceğin anahtarı markalaşmada yatıyor" dedi.
Sektör, 2024'ü bir önceki yılın 11,6 milyar dolarlık ihracatına kıyasla %1,3'lük bir düşüşle 11,5 milyar dolarla kapattı. İTHİB Yönetim Kurulu üyeleriyle bir araya gelen Öksüz, sektörün performansı ve 2025 beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2024'ün, 2023 deprem felaketi, küresel ticaret daralması, yüksek enflasyon ve artan üretim maliyetleri nedeniyle zorlu bir yıl olduğunu belirten Öksüz, asıl sorunun küresel resesyon olduğunu vurguladı. AB ve ABD gibi büyük tekstil pazarlarında ciddi kayıplar yaşanmasına rağmen Türkiye'nin pazar payını koruduğunu ve 2025 için 12 milyar dolarlık iddialı bir ihracat hedefi belirlediğini açıkladı.
"Daha Dirençli Bir Yapıya Ulaşabiliriz"
Ahmet Öksüz, Türkiye'nin tekstil sektöründeki liderliğini sürdürerek istihdam, ihracat ve katma değerli üretimde güçlü performansını devam ettireceğini vurguladı. "Türkiye'nin en büyük çıkış noktasının markalaşma olduğuna inanıyoruz. İlgili bakanlıklar ve sektörlerle iş birliği yaparak gerekli yapısal reformları hayata geçirebilir ve markalı ihracatta ülkemizin konumunu güçlendirebiliriz. Markalaşmaya odaklanmak, gelecekteki ekonomik zorluklara karşı daha dirençli bir yapı oluşturmamıza yardımcı olacak" dedi.
"2025'te 80 Milyar Doların Üzerinde Üretim Hacmine Ulaşacağız"
Öksüz, Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinin 2025'i 80 milyar doların üzerinde bir üretim hacmiyle kapatacağı öngörüsünü paylaştı. "Önemli olan, şirketlerimizi ülkemiz ve ihracat için değerli projelerle ayakta tutmaktır. Fuarlarımızdan Texhibition İstanbul, bu zorlu dönemde sektör için önemli bir motivasyon kaynağı oldu" diye ekledi.
"Çarkları Döndürmeye Odaklandık"
Öksüz, ihracatın miktar olarak artmasına rağmen değerde %1,3'lük bir düşüş yaşandığını kabul etti. "2024'te kârdan ziyade çarkları döndürmeye odaklandık. 2025'te ihracat fiyatlarımızı %10-15 artırmayı hedefliyoruz, ancak küresel rekabet koşulları buna izin vermiyor. Yine de Türkiye güçlü bir tedarikçi olarak kalmaya devam ediyor. Yılın ikinci yarısında biriken küresel talebin etkisiyle kayıpların telafi edilebileceğini öngörüyoruz."
Ayrıca, döviz kuru dalgalanmaları ve küresel daralmanın etkisiyle ciddi maliyet artışları yaşandığını belirtti. "Yerel üretim maliyetlerinin yükselmesine ve kur dalgalanmalarına rağmen ihracatımız istenen seviyeye ulaşamadı. Bunun bir nedeni de enflasyon gecikmesidir."
"ABD'de Fark Yaratacağız"
Öksüz, Türkiye'nin ABD pazarındaki varlığını artırma potansiyeline de dikkat çekti. "ABD devasa bir pazar ve Türkiye dünyanın 5. büyük tedarikçisi. Ticaret Bakanlığımızın liderliğinde ABD ile müzakerelerin yeniden başlamasını umuyoruz. Tekstil ve hazır giyim sektörleri, ABD'nin en çok talep ettiği alanlar arasında. Yerel üretimleri sınırlı olduğu için ithalata bağımlılar. ABD'ye tekstil ihracatımız 780 milyon doları aştı ve bu bizi 8. büyük tedarikçi yapıyor. Tekstil sektörünü de kapsayan tercihli bir ticaret anlaşması, bu rakamı daha da artırmamıza yardımcı olabilir."
2025'te bir toparlanma beklediklerini belirten Öksüz, 2024'ün son çeyreğinde hafif iyileşme işaretleri gördüklerini söyledi. "2025'te küresel talebin kısmen iyileşeceğini öngörüyoruz ve Avrupa'da şimdiden olumlu sinyaller alıyoruz."