Baskı Teknikleri ve Özgün Baskı

 

Özgün Baskı Nedir

Özgün baskıda sanatçı, baskıyı yaratmak amacıyla esas imgeyi plaka, metal, düz yüzeyli bir taş, düz bir tahta, muşamba ya da benzeri malzeme içine-üstüne yapmıştır. Baskı bu malzemeler kullanılarak yapılır. Baskı işlemini sanatçı bizzat kendi yapar ya da onun talimatlarıyla ve yöntemleriyle bir baskı ustacısı tarafından yapılır. Tüm baskı işlemini sanatçı yönlendirir ve basım sırasını takip ederek bu sıraya göre baskıları numaralar ve imzalar. Bu belirtilen gerekliliklere uyan baskı sanatçının amacının doğrudan ifadesidir ve özgün bir sanat yapıtıdır.

BASKI ÇEŞİTLERİ

1) Çukur Baskı
a) Ağaç Gravür,

b) Aside Yedirme,

c) Leke Baskı,

d) Mezzotint,

e) Soğuk Kazı

2) Düz Baskı
a) Litografi (Taş Baskı),

b) Ofset Baskı (Ofset-Lito)

3) Şablon Baskı (Serigrafi)
a) Elek Baskı(İpek Baskı),

b) Şablon Baskı

4) Yüksek Baskı
a) Ağaç Baskı, b)Linolyum Baskı

1) ÇUKUR BASKI (GRAVÜR)

Bu baskı türünde, metalin çukurlaştırılmış yerlerine boya doldurulur; yüksek kısımlar temizlenir ve press aracılığıyla kağıda aktarılır. Kazıma baskı tekniği, çizgi halinde kazıma ile metal plaka üzerine çizilen desenin kabartma baskıya ters bir yöntemle basılmasıdır. Basılacak görüntü, baskı yapılacak yüzeye oyulur. Yağlı, kıvamlı bir baskı mürekkebi ile doldurulur. Yüzey dikkatlice silinir, mürekkep sadece çukurlarda kalır. Kağıt plaka üzerine konur, yüksek bir baskı ile basılır; kağıdın çukarlardaki mürekkebi alması sağlanmıştır. Kağıtta mürekkepli kısımlar daha az ezildiğinden, kağıtta mürekkeple birlikte hafif bir kabarıklık görülür.

a) AĞAÇ GRAVÜR: Ağacın gövdesine dik kesilmiş bir kütük alınır. Elde edilen yüzey daha sert ve sık dokuludur. Baskıda ağaç dokusu daha az hissedilir. Sanatçı çizdiği deseni kendisi oyar. Baskıdan sonra siyah zemin üzerinde desen beyaz olarak çıkar. Pek çok baskıda ağaç oyma ve ağaç gravür teknikleri beraber kullanılır. Renkli baskı için ya her renk için ayrı ahşap blok kullanılır ya da baskı yapıldıktan sonra elle renkler boyanır.

b) ASİDE YEDİRME: Metal plakayı doğrudan oymak yerine sanatçı aside dayanıklı bir vernikle plakanın zeminini kaplar. Plakanın üzerine deseni, verniği sıyırarak çizer. Daha sonra plaka asit banyosuna batırılır. Desen olarak sıyrılmış yerlerdeki metali asit yemeye başlar, çukurlar oluşur. Çukurların derinliği aside yedirme zamanı ile ayarlanır. Gravür gibi basılır.

c) LEKE BASKI (AKUATİNT): Metalin yüzeyine değişik kalınlıklarda kuru toz vernik serpilir, alttan ısıtılarak eriyip yapışması sağlanır. Asit banyosuna batırıldığında serpintiyi almayan yerleri asit yer. Nokta serpintili doku elde edilir. Akuatint tek başına çok az kullanılmıştır. Diğer tekniklerle birlikte uygulanır.

d) MEZZOTİNT: Ters kuru noktadır. Metal plakanın tüm yüzeyi, ince dişleri olan özel bir aletle taranır ve metal plakanın yüzeyi ince taşlarla kaplanır. Bu haliyle baskı yapıldığında tüm yüzey siyah çıkacaktır. Beyaz kısımlar bu ince taşların ezilerek ve kazınarak yok edilmesiyle elde edilir. Metalin ilk kazılmamış tabanına indiği zaman tam beyaz elde edilmiştir. Daha az kazıma ile tonlar elde edilir.

f) SOĞUK KAZI: Sanatçı doğrudan metal plaka üstüne büren, sivri uçlu aletler ve hatta sivri uçlu vibratörle deseni çizer. Bu defa desen hafifçe oyulurken çizginin kenarında veya her iki kenarında talaş/çapak bırakır. Mürekkep sürüldüğü zaman oyuklar yerine çizgi halinde talaşlar mürekkebi tutarlar. Baskı yükü altında talaşlar yavaş yavaş aşındığı için edisyon küçüktür.

2) DÜZ BASKI

Baskı plakası üstünde yükseklik ve çukur bulunmadan yüzeyi hassaslaştırıp boya alıcı bölümler oluşturarak yapılan baskıdır. Çinko, aliminyum, bakır ve taşın kullanıldığı bu yöntemde baskı yüzeyinde hiçbir yükseklik farkı yoktur.

a) LİTOGRAFİ (TAŞ BASKI): Bu tekniğin desen çizimi ile pek çok ortak yanı vardır. Sanatçı yağlı bir kalem ve yağlı bir baskı mürekkebi seçer. Üstü iyi düzeltilmiş özel taştan bir blok hazırlar. Ana ilke su ve yağın birbiriyle karışmamasından kaynaklanır. Desen taş zemine yağlı kalemle çizilir, taş ıslatılır. Yağlı desen çizgileri suyu kabul etmez ancak rulo ile sürülen yağlı mürekkebi desenin yağlı çizgileri kabul edecek, ıslak kısımlar açık kalacaktır. Kağıt taş zemine yatırılır ve baskı yapılır. Her renk için ayrı taş kullanılır.

b) OFSET BASKI (OFSET-LİTO): Litografinin gelişmiş biçimidir. Yine yağ ve su temeline dayanır. Taşın yerini çinko, alüminyum, bakır vb metal yüzeler almıştır. Sanatçı imgeyi doğrudan metale çizip boyayarak bu tekniği taş baskıda olduğu gibi kullanır. Günümüzde bu teknikle de özgün baskı üretilmekte, ayrıca bu teknikte fotoğrafik yöntemler de uygulanabilmektedir.

3) ŞABLON BASKI (SERİGRAFİ)

a) ELEK BASKI (İPEK BASKI): Günümüzde en yaygın olanı ipek baskıdır. Tahta çerçeveye gerilmiş özel ince kumaşın baskı yapılacak kısımları açık bırakılarak diğer kısımları maskelenir. Mürekkep sıyrılarak sıvandığında basılan desenin açık bırakılan kısımlardaki ince dokudan aşağıya , kağıt üzerine geçer. Basılan desenin kenarlarında iper dokusunu görmek mümkündür. Her renkli değişik desen için ayrı ipek kalıp yapılır.

b) ŞABLON BASKI: Serigrafi tekniğinin basit ilkeleri maskelemedir. Karton, metal, plaka gibi malzemeler üzerine istenilen desenler çizilerek kesilir. Maskeleme kartonu kağıt üzerine konur, mürekkep sürüldüğünde oyup çıkartılan kısımlardan geçen mürekkep kağıdı boyar.

4) YÜKSEK BASKI

En eski baskı tekniğidir. İstenilen görüntünün baskı yüzeyinde oluşması ve kabartma halini alması amacıyla düz yüzeyli bir malzemenin yüzeyinden bir miktar kazınma, yontulma ilkesine dayanılarak yapılır.

a) AĞAÇ OYMA: Ağacın gövdesine parelel bir kütük alınır. Sanatçı deseni bunun üzerine çizer. Baskıda çıkmasını istemediği kısımları kütükte oyar. Ahşap yumuşak olmakla birlikte kaba dokusu ince çizgiler vermeye engeldir.

b) LİNOL BASKI: Sanatçıların yeğledikleri, yapıtlarını çoğaltmak için kullandıkları ve ayrıca birçok okulda da öğretimi yapılan bu teknikte LİNOLYUM, linol oyma bıçaklarıyla oyulup kalıp hazırlanır. Bu baskıda da, ağaç baskıda olduğu gibi her renk için ayrı kalıp hazırlanması gerekir.

TÜRKİYE’DE ÖZGÜN BASKI RESİM SANATI:

Kağıda yazı ve resim basabilme tekniklerinin kullanılması ile özgün baskı resimlerin de basılması için ilk adım atılmış oldu. İstanbul’da yüksek baskı tekniğiyle ilk kitap 1493’te yahudi yazısıyla basılmıştır. İlk Türkçe kitap ise Arap harfleriyle 1729 yılında İbrahim Müteferrika tarafından basılmıştır. İbrahim Müteferrika’nın 173 yılında bastığı Tarihi Hindi Garbi isimli kitabı ile, resim basma tekniğinin İstanbul’da uygulandığı kanıtlanmış oluyor.

Katip Çelebi’nin Cihannüma adlı kitabındaki haritalar da İbrahim Müteferrika tarafından çukur baskı tekniğiyle bakır kalıptan basılmıştır. Fakat 1730 yılında İbrahim Müteferrika tarafından başlatılan resim kalıbı yapabilme ise özgün baskı sanatının oluşumunu başlatmamıştır. Resimli kitaplar basılmış fakat kitaplardaki resimler sanat eseri olarak kitapların dışına çıkmamıştır. Ancak yüzyıl sonra, taş basma tekniğinin İstanbul’a gelmesiyle baskı resim sanatına yol açılmış olur.

İlk taş baskı atölyesi (litografi) 1831 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Bu basımevi ordunun emrindeydi ve ilk olarak Hüsrev Paşa’nın Nuhbetüt-talim adlı askeri kitabı basılmıştır. Basımevi 1836’da kapatılınca, Kayol kardeşler tarafından özel bir taşbaskı atölyesi açılmıştır. Daha sonra da özel ve askeri basımevleri açılmıştır.
İlk özgün baskı diyebileceğimiz resimler askerler tarafından basılan, eğitim, haritacılık gibi konulardaki broşürlerdir. Askeri okullarda resim öğretmenliği yapan Hoca Ali Rıza çeşitli taş baskılar yapmıştır bunlar baskı resim sanatının öncüsü olmuştur.

Özgün baskı resmin öncüsü sayılabilecek diğer çeşit resimler ise kahve resimleri olarak bilinen Halk Baskı resimlerdir. Bu resimler genelde işyerlerine, kahve duvarlarına evlere asılıyordu. Boyutları 35×70 cm, 50×70 cm, 52×84 cm veya 57×82 cm. olurdu.

Baskılı Halk resimlerinin konuları toplumu etkileyen olaylar oluyordu. Savaşlar, aşk hikayeleri, kahramanlıklar vb. fakat bu resimleri yapanların da sanat iddiası yoktur. Cumhuriyet döneminde basılan resimlerin özellikle Atatürk resimlerinin bazıları Tarık Üzmen, Hüseyin Üzmen gibi basımevi ressamları tarafından basılmıştır.

1892 Sonrası ve Güzel Sanatlar Akademisi Sanayi Nefise Mektebi 1882’de açıldığında bir de Gravürcülük (Hakkâklık) bölümü açılması düşünülmüştü. Ancak öğretime 1892 yılında Fransa’dan getirilen Stonislas Arthur Napier’in eğitiminde başlanılmıştır. Kuruluşundan beş yıl sonra Napier ayrılmış yerine Nesim Efendi getirilmiştir. Bu bölümde 30 yıl öğretim yapılmış fakat sanatçı çıkmamıştır.

Sanayii Nefise Mektebinin Osman Hamdi Bey tarafından kurulmasıyla resim öğrenimi sivillere intikal etmiş oluyordu. Birçok padişah daha önce resimlerini batılı sanatçılara yaptırmıştı. Fakat resim sevgisi halktan gelmiyordu. II. Mahamut’un paranın üstüne basılan resmi paraya uğursuzluk getirecek diye tepki alınca kaldırılmıştı. Bu nedenle Sanayii Nefise Mektebini önemi büyüktür.

Okulun diğer bölümleri 4 yıllıkken gravürcülük bölümü 3 yıllıktı. Fakat bölüm kalıp oyma tekniğini öğreten bir atölye almaktan öteye gidememiş. Bölüm belki de basım-yayında çalışacak eleman yetiştirmeyi amaçlamıştı. Çünkü özgün baskı resimlere rastlamıyoruz.

Sanayi Nefise Mektebi daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi olmuştur. Cumhuriyetin ilk yillarinda yurtdişina egitime gönderilen sanatçilar tablo resmine yöneldikleri için özgün baski ile ilgilenen sanatçilara rastlamiyoruz.

1936 yılında Akademi de yenilenme başlar, 1937de Fransız Leopold Levy Resim Bölümü Başkanlığını üstlenir. Levy kendisi de bası resim yapar ve baskı resim atölyesi sorumluluğu Sabri Berkel’e verilir. Böylece akademide ilk kez özgün baskı yapılacak bir atölye açılır.1948’de Akademi yangınına kadar Atölye işletilmiştir.
Bugün elimizde Mazhar-Olgun-Mesad Melih Mümtaz Yener, Fethi Karakaş, Avni Arbaş, Kemal Incesu, Selim Turan Ferruh Başaga, Nur Iyem, Neşet Günal imzali baskilar bulunmaktadir. Bunlarin devami gelmemekle birlikte, ilk baski sanati ürünleri olmalari açisindan önemlidir.

Yangında hasar gören presler tamir edildikten sonra 1960 yıllarında atölyelerde yeniden çalışılmaya başlanmış.

BASKI TERİMLERİ

BASKI: Bir çok baskı profesyonel basımcılar tarafından yapılır. Bunun yapıtın özgünlüğü ile bir ilgisi yoktur. Esas ölçü sanatçının baskı malzemesini basılır hale getirinceye kadar kendisinin yapmış olmasıdır. Baskı işlemi güç bir iştir. Genellikle bir el presi kullanılır, titizlik, dikkat, vakit ve sabır isteyen bir iştir.

BASKI ADEDİ (EDİSYON): Tek bir desenden çıkarılan baskı sayısının tümüne, baskı adedi, edisyon denir. Resimdeki numaralarda 37/200 gibi yapılır. İlk sayı baskı sıra numarasını, ikinci sayı baskı adedini gösterir. Özgün baskıların numaralanma sisteminin doğru yapılmış olması, koleksiyoncular, resim alanlar için çok önemlidir ve dikkat edilmesi gereken bir hususdur.

Baskılar, sanatçıların bağlı bulundukları galeriler, baskı dernekleri müzelerin ekonomik desteği ve işbirliği ile sanatçı tarafından ya da sanatçının denetiminde genellikle bir defada hepsi basılarak gerçekleştirilir.

BASKI ADEDİNİN BOYUTU: Baskının adedi bir ölçüde kullanılan tekniğin zorluğu ile sınırlıdır. İntaglio baskıdan, kabartma ya da litograf baskıya göre daha az baskı elde edilir. Çağdaş sanatçılar genellikle baskı adetlerini 30-50 baskı ile kısıtlar ve özellikle kendis basar. 100′den az adetli baskılar küçük adetli baskılar olarak kabul edilir. Ortalama baskı adedi 150-200 baskıdır.

Geçmişde özgün baskılardan pek çoğu yazılı bir metne eşlik etmek için üretildiğine göre bunları binleri içeren büyük adetlerde düşünmek mümkündür. Özgün baskının değeri genellikle az oluşuyla belirlenir, fakat niteliğin baskı sayısıyla hiçbir ilgisi yoktur.

BASKICI BASKISI: Deneme baskılarının sonunda asıl baskılara örnek teşkil edecek baskıdır.

DENEME BASKISI: Prova baskılardan önce yapılan denemelerdir. Kalıp, makine, kağıt, mürekkep, renk denemeleridir. Plaka ve kalıp üzerinde gerekli değişiklikler yapılarak esas baskıya hazırlanış sürecinin ürünleridir. Zayıf ifadeli bu ürünlerin yok edilmiş olması beklenir.

İMZALI BASKI: Baskıların imzalanması oldukça yeni bir uygulamadır. Numaralama ise daha da yakın zamanlarda yapılmaya başlanmıştır. İmza yapıtın sanatçıya ait olduğunun bir ifadesidir. Eskiden bir çok baskıda plaka ve kalıp üzerindeki kazınmış imzadan yararlanılmıştır. Bunu günümüz sanatçılarının yapıtları kurşun kalem ile tek tek imzalamasından özgünlük açısından ayırabiliriz.

İPTAL EDİLMİŞ PLAKA VE KALIPLAR: Baskı adedi tamamlanınca plaka iptal edilir. Sanatçı plakanın bir yerine işaret koyarak iptal işlemini gösterir. Gerçekte iptal işlemi plaka ve kalıpların basılamaz hale getirilmiş olmasıdır. Bu plakalar müzelere satılır ya da bağışlanır.

KARBORANDUM: Bu yöntem metalin üzerine tutkalla batırılmış karborandum kumcuklarının serpilip, alttan ısıtılarak yapışması sağlandıktan sonra yapılan baskıda dokulu bir yüzeyin elde edilmesidir.

KARIŞIK UYGULAMA: Bir çok teknik unsur ve mazlemenin bir arada kullanıldığı özgün baskı çeşididir.

KOLOGRAFİ: Hazır malzemelerle yapılan kolaj resminin sonradan intaglio ve rölief baskı teknikleriyle bitirilmesidir. Tarihçesi yenidir ve 1950′lerde ortaya çıkmıştır. Baskı da çok doğrudan bir yöntemdir. Sanatçı her baskı öncesi yeni bir kolaj yapar ve farklı yapıtlar çıkar.

MARKA: Baskının yapıldığı atelyenin markasıdır. Tek başına baskı yapan bir ustanın kendine has markası da bir atelye markası olarak kabul edilir. Bu marka baskının yapıldığı atelyenin baskı kalitesini ve eserin özgünlüğünü garanti eder. Büyük atelyelerde atelye markası ve baskıyı yapan ustanın markasının beraber kullanıldığını görmekteyiz. Zaman zaman baskıyı yayınlayan yayınevinin markasını da görürüz. Bunlara ek olarak tekrar basımlarda kaybedilmiş santçının yakınlarının imzaları ve müze markaları bulunur.

PROVA: Baskı üzerinde prova veya prova baskısı yazısı görüldüğünde baskıdan istenilen netice alınıncaya kadar yapılan çalışmaların örnekleridir. Kontrol ve arama çalışmalarıdır. Bu tür baskılar genellikle esas baskılardan daha kıymetlidir.
SANATÇI BASKISI: Baskı adedi belirli bir sayıyla sınırlanmış olmakla beraber sanatçının farklı bir numaralama sistemi ile bir miktar baskıyı kendisinde tutması usuldendir. Muhtelif sebeplerden ötürü bu tür numaralı baskılarada baskı piyasasında rastlamak mümkündür.

TEKRAR BASIM: Zaman zaman iptal edilmiş plakalarla baskıların yapıldığı görülür. Bu baskılar sanatçının asıl plakalarından yapılıp özgün olmakla beraber sanatçı denetimi olmadığından imzalı ve numaralı baskılardan daha az değerlidir. Bu tip baskıların yapılışında resmi tutanak ve belgelerin tamamlanmış olması beklenir.

TIPKI BASIM (REPRODÜKSİYON): Sanatçının hiçbir katkısı olmadan tamamen mekanik yöntemlerle sanat yapıtlarının basılması işlemidir. Yağlıboya, desen, suluboya çalışmaların fotoğrafları çekilerek yapılır. Nadiren sanatçı bunlardan bir kaçını imzalar fakat bunlar özgün baskı değildir.

sanalmuze.org