Halı çeşitleri ve tarihçesi

Halı yapımı, Batı'da oldukça yeni bir buluş sayılır. XVIII. yüzyıla kadar bu ülkelerde pek görülmeyen halılar, ancak XIX. yüzyılda, DOKUMA TEZGÂHl'nın bulunmasıyla yaygın hale gelmiştir.
Oysa Doğu'da, çok uzun zamandan bu yana, el tezgâhlarında halı dokunmaktadır. Bilinen en eski hah, yaklaşık İ.Ö. 500 yıllarından kalma bir Pazirik halisidir. Orta Asya'da, Doğu Altay'da bir mezarda bulunmuştur. Söz konusu mezar buzulla kaplı olduğu için, içindekiler bozulmadan kalmıştır.

El yapısı halılar: Pazirik halısı, Perslerden kalmadır ve el yapısı halılarda günümüzde de en çok kullanılan Gördes ya da Türk düğümüyle dokunmuştur. Bu halılar, tıpkı yalın dokuma kumaşlar gibi, tezgâhlarda dokunur; ama yalnızca bir iplikten (arıç ya da çözgü) geçirilen bir ikinci ipliğe (atkı ya da argaç) ek olarak,bir üçüncü iplik, yani hav ipliği de kullanılır. Hav, hav ipliğinin, her çözgü ipliğine sırayla düğümlenmesi ve normal olarak atkının içinden, her düğüm sırasında iki üç kez geçirilmesiyle yapılır. Bundan sonra dokuma, bir tarakla (kirkit) ya da elle, yukardan aşağı doğru çekilir. Böylece, düğümlerin daha sıkı ve sağlam olması sağlanır. Sonra bir dizi düğüm daha yapılır ve halı yapımı, böyle sürer gider.
En çok kullanılan Gördes ve Sine düğümleri, iki uç da dışarı bakacak biçimde, her düğüm için bir ya da iki çözgü ipi alınarak dokunur. Çeşitli renklerde hav ipliğiyle, halıların karmaşık desenleri yaratılır. Halı tamamlanınca hav, eşit uzunlukta kesilir.
Gördes düğümü, Sine (ya da İran) düğümünden daha sağlam, ama daha kabadır. Bu yüzden, yalnızca düz çizgili desenlerde kullanılabilir. Kıvrımlı ve ince hatlı motifler, Sine düğümüyle dokunur.

Halı tipleri: Dokumanın sıklığı, halıdan halıya büyük değişiklik gösterir. İnce bir halıda, santimetrekareye yaklaşık 40 düğüm düşer. Bu durumda düğümler, birbirinden 2 mm aralıklı olur. Bazı halılar milyonlarca düğümden oluşur ve yapılması yıllar alır.
Doğu halıları ve kilimleri, desenlerine ve yapılış biçimlerine göre sınıflandırılabilir. Yörük halıları, hayvanlar için yeni otlaklar arama amacıyla bir yerden bir yere göç ederken rahatça sökülüp kurulma ve taşınabilme özelliği nedeniyle, enine tezgâhlarda dokunur. Bu halıların dikey, yatay ya da çapraz çizgili, gözalıcı desenleri vardır. Çiçekler, hayvanlar, böcekler, yıldızlar ve benzeri motifler, geometrik biçimlerde halıya aktarılır. Desenler, kuşaktan kuşağa geçirilir. Yörüklerce dokunan halı ve kilimler oldukça küçüktür ve çoğunlukla, biraz deve tüyü ile ipek karıştırılmış yünden yapılır.
Köylerde dokunan halı ve kilim desenleri, genellikle geleneksel motiflerden oluşur. Buralarda dikey tezgâhlar kullanılır. Dikey tezgâhlarda, çözgü ipliği ya hareketsiz üst ve alt sırıklar arasına gerilmiştir ya da halının daha uzun dokunabilmesi için, hareketli alt sırık kullanılır.
Köy halıları genellikle, stilize desenlerle dokunur. Geometrik motifler yinelenir ve yörük halılarına oranla daha göze batmayan renkler kullanılır. Tezgâhların taşınması söz konusu olmadığından, daha büyük halılar dokunabilir.
En gözalıcı Doğu halıları, geniş tezgâhlarda dokunan halılardır. Uzunlukları 12 metreyi bulan bu halılarda çoğunlukla karmaşık çiçek desenleri bulunur. Aralarında XVI. yüzyıldan örnekler de bulunan bu halıların çoğu, birer sanat yapıtıdır. Yumuşak yün, ipek, altın ve gümüş iplikler, ince ve karmaşık desenleri dokumada özel beceri kazanmış birkaç çocuk tarafından dokunur. Tezgâhın yanına, her karesi bir düğümü belirleyen, kareli kağıt üstüne çizilmiş motifler asılır.
Bütün halılar havlı olmaz. Sözgelimi kilimde, motifleri atkı renkleri oluşturur. Atkı, bir uçtan öteki uca uzatılacağı yerde, yarı yoldan geri döndürülür ve böylece küçük küçük renk parçaları ortaya çıkar.

Boyalar: Eskiden halı ipleri yalnızca yerel bitkilerden elde edilen boyalarla boyanırdı. Günümüzde bunların yerlerini büyük ölçüde anilin boyalar almıştır. Bu amaçla kökboyası (kırmızı), somak (sarı ve kahverengi) ve çivit (mavi) gibi bitkilerden yararlanılır. Nar, ceviz ve benzeri meyveler de, uygun bir mordanla. karıştırılınca, çıkmaz, solmaz boyalar sağlayabilir. Mordanlar, boya ile kimyasal tepkimeye girerek, suda çözünmeyen bir bileşik oluşturan, mineral ya da bitkisel maddelerdir. Bunlara örnek olarak, şap, kalay oksit ve demir sülfat gösterilebilir.
drycenter.com